Homosistein Yüksekliğinin Zararları

images Homosistein, vücudun kendi kendine üreterek sentezlenen bir aminoasit türüdür. İnsan vücudunda bulunan birçok maddenin oluşumunda görevlidir. Aynı zamanda homosistein için, kükürt içeren nöro-vaskülo-toksik ara ürünü olarak da adlandırılabilir. Gerektiğinden fazla sürdürülen et tüketimi ile kandaki seviyesi yükselir. Gerekli miktarda B6, B12 ve folat alınmaması durumunda bu madde görevini yerine getiremeyerek farklı şekillerde ciddi rahatsızlıklara zemin hazırlayabilir. Bu nedenle B grubu vitamin alımı homositein yükselmesini bastırarak, zararsız farlı bir maddeye dönüştürülebilir. Homosistein yükselmesinin zararları, önlenemediği süre içerisinde öncelikle kan basıncının yükselmesine yol açacaktır. Bununla birlikte kalp ve damar hastalıklarının %10-15’ i homosistein yüksekliğinden ortaya çıkmaktadır. Damar sertliğine de neden olan homosistein yükselmesi, damarlarda meydana getirdiği daralmalar sonucunda pıhtılaşmayı da beraberinde sürükleyerek hastanın enfaktüs geçirmesine neden olabilir. Homosistein fazlalaşmasında vücuda zarar veren serbest maddelerin üretimi artar, ve pıhtılaşmaya neden olması, damar içinde de pıhtılaşmaları ortaya çıkarır. Her durumda kalp krizi riski yükselecektir.

Özellikle beyin damarlarının tıkanması sonucunda ortaya çıkan inme, beyin kanaması ve felç durumlarında da vücutta bulunan ve kontrol altına alınamayan homosisteinler önemli rol oynamaktadır.

Homosistein yüksekliğini tetikleyecek durumlar; aşırı ve kontrolsüz alkol tüketimi, orantısız sigara ve kahve tüketimi, böbrek yetmezliği, troid yetmezliği, şeker hasatalığı, romatizmal rahatsızlıklar, kan yağları ve kolesterol yüksekliği, genetik enzim yetersizliği ve en sık rastlanan B6 ve B12 vitamin yetersizliğidir.

Gebelikte homosistein yüksekliğinin zararları, Hollanda da yapılan araştırmalar sonucunda, homosistein yüksekliği, anne karnındaki bebeklerin düşmesine zemin hazırlamaktadır. Hamilelik süreci, anne vücudunda bebeğe kan taşıyacak olan yeni damarların oluştuğu önemli bir süreçtir. Ve bu sebeple damarlara zarar veren her türlü madde bebeğin gelişimini de olumsuz yönde etkileyecektir. Homosistein düzeyi kontrol altına alınamayan gebelerde, düşük yapma, erken doğum, bebeğin omurga kanalında açıklık oluşması sebebi ile sakatlık riski ve bebeğin beklenenin altında kilo alması gibi olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir.

Bu yazımızda sizler için, halk arasında çok da aşina olunmayan homosistein terimini tanıtmaya ve yüksekliği durumunda neler yapılması gerektiği konusunda alınabilecek önlemlere değinmek istedik. Sağlığımız ve sağlıklı kalabilmemiz için uygulayabileceğimiz basit kurallar bütünlüğüne uymanız ve hayata geçirmeniz dileği ile.

Sağlıklı günler dileriz.

Yazar: volkan

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.